Âile’nin mutluluk yuvası, Cennet bahçelerinden bir bahçe olmasının, 1. Altın Kuralı,
SEVGİ
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla,
Sevgi Nedir?
Sevgi, Meyletmek, insanın arzuladığı bir şeye meyletmesi, kalbin ve gönlün arzu ettiği şeye doğru kayması, akmasıdır. Sevgi, Cennetin çözülüp eşyaya dönüşmüş şeklidir. Sevgi, harcandıkça çoğalan ve artan bitmez tükenmez bir hazinedir. Sevgi, huzur, saadet, mutluluk ve barış demektir. Sevgi, Ruhlara gıda, sadırlara şifadır.
Kainatın temeli sevgi üzerine atılmıştır. Ailenin de temeli sevgi ile atılır, sevgi ile devam ettirilse; Hz Adem ile Havva’nın kurdukları aile gibi cennet bahçelerinden bir bahçe olur.
Sevginin olduğu her yerde huzur, saadet, barış vardır. Sevginin bulunmadığı yerlerde, gönüllerde, kalplerde, ailelerde, savaş, şiddet, kavga, kargaşa vardır.
Dünya barışı, nizamı da sevgidir. Sevgi olmasaydı, insanlar dahil bütün canlılar birbirleriyle savaşıyor olacaktı.
Âile, Arapça bir kelime olup, “Ayle” kelimesinden türemiştir. Muhtaç ve çok ihtiyaçlı manasına gelirdir ki, Ailenin, muhtaç olduğu şey ne mal, ne mülk, ne de paradır. Ancak, Ailenin, en çok muhtaç olduğu kavram sevgidir, sevgidir, sevgidir. Onun için; ” İki gönül bir olunca, samanlıklar seyran olur” denilmiştir.
Ailede eşler arasındaki karşılıklı sevgi; bitmez, tükenmez, sönmez bir cazibe, sonsuz, sınırsız bir alakayı temin eder. Huzur, saadet ve mutluluğa kaynaklık eder.
Allah(cc) ın, El-VEDÛD isminin manası?
Yüce Rabbimizin güzel isimlerinden biri de, sevgi manasına gelen el-VEDÛD’tür; Çok şefkatli, muhabbetli, çok seven ve çok sevilen, rahmet ve rızasına erdiren, sevilmeye ve dostluğu kazanılmaya yegâne lâyık olan; Sevgi ve dostluk hissini yaratandır; manasına gelir.
Aile Cenab’ı Hakkın Esma’ül Hüsna’sından el-VEDÛD isminin tecelligahından bir kurumdur.
Onun için bu sırrı bilen, vakıf olan Salihler, Arifler, hattatların Allah’ın el-VEDÛD ismini yazdıkları levhaları tablo yaparak, hanelerinin en müstesna köşelerine asmışlardır.
Allah(cc), Kur’an-ı Kerim de;
وَمِنْ اٰيَاتِه۪ٓ اَنْ خَلَقَ لَكُمْ مِنْ اَنْفُسِكُمْ اَزْوَاجاً لِتَسْكُـنُٓوا اِلَيْهَا وَجَعَلَ بَيْنَكُمْ مَوَدَّةً وَرَحْمَةًۜ اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَاٰيَاتٍ لِقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ
“Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de onun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır. “(Rûm, 30/21Ayet). Bu ayette sevgi, el-VEDÛD isminin mastarı “MEVEDDED” kelimesi ile ifade edilmiştir.
El-VEDÛD isminde, Cenab’ı Hakkın diğer Esma’ül Hüsna’sının manasında olmayan çok önemli bir özellik vardır. Şöyleki, el-VEDÛD, hem ism-i fail, yani çok seven; hem de ism-i meful, yani çok sevilen manalarına gelir. Bunun için sevginin kaynağı da Allah; Hedefi, ulaşacağı ve varacağı son noktası da Allah’tır. Yani Allah hem çok sevendir, hem de çok sevilendir.
Aşk Nedir?
Sevgi, insanın arzuladığı bir şeye meyletmesidir demiştik. Bu meylin kuvvetlisine AŞK denir. Hedefine, Allah’a ulaşmayan, varlıklarda kalan Aşka, Aşk-ı Mecazi, (tutku) denir. Vuslat ile zayıflar ve ülfetle biter.
Hedefine, Allah’a ulaşan, Aşka, Aşk-ı Hakiki denir. Vuslat ile artar, ünsiyet ile (tanıdıkça) fazlalaşır.
Mecnunun Leyla da kalan Aşkı, Aşk-ı Mecazi (tutku), Mecnunun, Leyla’dan öte geçerek, Allah’a ulaşan Aşkı, Aşk-ı Hakikidir. Aşk-ı Mecazi, Aşk-ı Hakikinin köprüsüdür. Mecnun bu köprüden geçmiştir.
Bu sırrı koca Yunus (Allah ondan razı olsun) ne güzel, gayet veciz bir şekilde dört kelime ile özetlemiştir.
“YARATILANI SEVERİZ YARATANDAN ÖTÜRÜ” Ne kadar derin ve geniş bir mana, ne kadar büyük kültür ve medeniyet anlayışıdır. Bizim Sevgi ve Aşk’ta İslami ölçümüz de budur.
Sevenler neyi seviyorlarsa, (Mal, Mülk, Anne-Baba, Eş, Dost, Evlat, Kardeş, Ev, Araba, vs.) bu islami ölçüde sevmeli.
Ailede sevgi?
Karı ve koca, birbirinin sevgisine ve ilgisine ihtiyacı vardır. İnsanlar, Sevgiye ve saygıya mazhar olmayı severler. Sevgisiz bir yaşamın cazibesi tadı, tuzu yoktur.
Allah’ın Elçisi (s.a.a.) buyuruyor ki: “Kişi sevdiğine (Erkeğin, karısına) “Seni seviyorum” desin. Hiçbir zaman onun kalbinden çıkmaz.”
İslamda Ailenin fertleri ve eşler birbirini sever veya sevmelidir; Ancak bizzat kendi zatından ötürü değil. Güzelliğinden veya yakışıklılığından dolayı değil, Allah’ın emaneti, Allah’ın nimeti, Allah’ın ikramı, Allah’ın ihsanı ve Allah’ın rahmeti, olduğu için sever veya sevmelidir.
İşte böyle bir sevgi ile kurulan aile, sonunda hüsran (ayrılık) ile sonuçlanmaz. Huzur, saadet ve mutluluk yuvası, cennet bahçelerinden bir bahçe olur.
Saygı ve muhabbetle selam eder; huzur, saadet, mutluluk niyaz ederim.