Burdur’un Yeşilova İlçesine bağlı Akçaköy’de 670 Dekar arazide hayata geçirilen Lavanta Deresi Proje alanında Lavanta’dan sonra Ada Çayı ve Kekik hasadına başlandı.
Lavanta Deresi Projesini hayata geçiren Öztürk Sarıca alanda Yöreye ait Çalba denilen tür, Makedon Adaçayı olarak bilinen Tıbbi Adaçayı ve içimlik adaçayı olan Arnavut Ada çayı çeşitlerinin bulunduğunu kaydetti.
Geçen yıl Burdur Gölü’ndeki kurumaya dikkat çekmek için gerçekleştirilen Su Orucu etkinliğinin ardından Akçaköy’de Lavanta Deresi projesine başladıklarını belirten Sarıca “Projedeki amaç su tüketmeyen tıbbi ve aromatik bitkileri yöre halkına ve yöreye kazandırmaktı. Bunun Katma Değerini de Burdurluya kazandırmaktı. Bu amaçla 670 Dekarlık Lavanta Deresi Projesi’nde 400 Dekar Lavanta, 200 Dekar Kekik ve 70 Dekar’da Ada Çayı diktik. 6 Ay gibi kısa bir sürede çok hızlı bir şekilde yetiştiler. Şu anda Lavanta’nın, Kekik ve Adaçayı’nın hem kurularını yaptık, hem yağını hem de suyunu çıkardık. Amacımız daha sonraki dönemde de bunların Katma Değerinin Burdur’da kalması için Sabun ve diğer Kozmetik ürünlerinin çıkartılmasını sağlamak.” Dedi.
2 MİLYON TON SU TASARRUFU
“Biz eğer 670 Dekar alanda sulu tarım yapmış olsaydık yılda toplam 2 Milyon ton su kullanacaktık” diyen Sarıca şunları söyledi; “Biz 2 Milyon ton su kullanmadan bu ürünlerin burada yetişebileceğini göstermeye çalıştık. Özellikle Su Orucu etkinliğinden sonra Kamu olsun, Bakanlık olsun, Burdur halkı olsun bize çok fazla ümit vermişti. Burdur gölü ile Göller Bölgesi’ndeki pek çok gölün kurtarılması anlamında insanların daha duyarlı hale geldiğini düşünmüştük ama geldiğimiz noktada bakıyoruz ki Lavanta Deresi Projesi ile ilgilenenler genelde Burdur dışındaki halk. Burdur dışındaki pek çok ilden bize ulaşıp ‘böyle bir projeyi ilimizde nasıl yapabiliriz’ diye soruyorlar. Ama Burdur Halkında ve Kamuda çok fazla duyarlılık olduğu kanısında değilim.”
KONUŞTULAR MI MANGALDA KÜL BIRAKMIYORLAR
Sarıca “Herkes Burdur Gölü, Salda Gölü ve diğer göller konusunda konuşmaya başladığı zaman mangalda kül bırakmıyor ama Burdurlu olarak yapılmış olanı sahiplenmemek gibi kötü bir huyumuz var. Maalesef ben Lavanta Deresi Projesi’nin Burdur halkı tarafından sahiplenildiğini düşünmüyorum. Bu konuda yeterince duyarlılık oluşmuş olsaydı şu anda Burdur’un pek çok yerinde benzer projeler ve çalışmalar başlar ve Göller Yöresi’ndeki en önemli göllerimizden olan Burdur ve Salda Göllerinin kurtarılması anlamında birşeyler yapılmaya başlamış olurdu. O duyarlılığı göremiyorum. Göller yöresinde az su tüketen ya da tüketmeyen Katma Değeri Yüksek tıbbi ve aromatik bitkiler kullandığımızda sadece yağmur sularını kullanmış oluruz dolayısıyla göllere akan hiç bir suyu tüketmemiş oluruz. Bu da göllerin daha uzun yaşaması için bir katkıdır.” İfadelerini kullandı.
