BURDUR’da İHH Kadın Kolları tarafından Gazze’de yaşananlar ve Türkiye’de artan kadına şiddet ve kadın cinayetleri konusunda basın açıklaması yaptı.
İHH Kadın Kolları Sekreteri Burcu Yağcı; “Bugün burada, İsrail’in Gazze’deki işgaline karşı durmak ve ülkemizde son dönemlerde artan şiddet ve cinayet hadiselerine dikkati çekerek gerekli adımların atılmasını talep etmek için toplandık. Tüm dünyanın şahit olduğu üzere, apertheid rejimi İsrail’in Gazze’ye yönelik insanlık dışı saldırıları devam ediyor. İşgalcilerin 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana Gazze’ye yönelik saldırılarında, çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzere 50 binden fazla Gazzeli şehit oldu, 100 bini aşkın kişi ise yaralandı” dedi.
“Başta ABD olmak üzere Batılı ülkeler, İsrail’e verdikleri siyasi, ekonomik, silah ve mühimmat destekleriyle soykırımın suç ortakları olarak tarihe geçtiler” diyen Yağcı şunları söyledi; “Bu şer ittifakı sebebiyle Gazze’de hiçbir yer güvenli değil. Camiler, okullar, BM binaları ve sığınma noktaları gibi mekânlar da dahil olmak üzere işgalciler her yere saldırıyor. Her gün Gazze’den parçalanmış çocuk bedenleri ve kana bulanmış bebek görüntüleri gelmeye devam ediyor. Dünyanın güvenliğine katkı sunma iddiasıyla kurulan kurum ve kuruluşlar sessiz, etkisiz ve büyük bir atalet içerisinde olanları yalnızca seyrediyor ya da Gazzeli mazlumlara hiçbir katkısı olmayan cılız söylemlerin ötesine geçemiyor. Gazze’de ne yazık ki işgalci İsrail’in insanlık dışı saldırıları sürerken, ülkemizde de son zamanlarda artan ve her birimizi üzen ferdi şiddet ve suç hadiseleri meydana gelmektedir. Yaşanan bu hadiselerde, nice canlar hayatlarını kaybediyor ve nice aileler yakınlarının acısını yaşıyor. Son olarak, geçtiğimiz hafta Fatih’te yaşanan elim hadisede, gencecik iki kız evladımız maalesef katledildi. Benzer olayların önüne geçilmesi için acil bir şekilde tedbirlerin artırılmasını, adli ve hukuki adımların atılmasını beklemekteyiz. Onlarca suç kaydı bulunan insanların toplumun içerisinde tehlike saçtığı bilinmektedir. Cinayet, uyuşturucu, taciz, tecavüz, gasp ve hırsızlık suçları başta olmak üzere işledikleri suçlarla masum insanlara zarar veren suçluların topluma karışmalarının önüne geçilmelidir. Adalet Bakanlığı’nın 2024 verilerine göre, ceza infaz kurumlarındaki mahkumların %33,7’si uyuşturucu madde ile bağlantılı suçlardan ceza almış durumda. Başka bir deyişle, bu durum ülkemizde işlenen her üç suçtan birinin uyuşturucu nedeniyle gerçekleştiğine işaret etmektedir. Bu istatistik, uyuşturucu ile mücadelenin ne kadar acil bir ihtiyaç olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.”
Suçluların cezalandırılmasının ve ıslahının önüne geçen infaz yasasında değişiklik yapılmasını, sokakların kadınlar ve çocuklar başta olmak üzere toplum için daha güvenli hale getirilmesini bekliyoruz diyen Yağcı; “Sivil toplum kuruluşları, yöneticiler, ilgili tüm kurum ve kuruluşlar ihtiyaç duyulan adımları atmalı, toplumsal huzur ve güvenin tesisi için gerekenleri yapmalıdır. Yeryüzünün tüm kirliliklerine karşı, akışı değiştirecek güçlü bir ses oluşturmak için tüm vicdanlı yürekler bir araya gelmelidir. Şefkati ve merhameti öncelemeli, acıları paylaşmalı ve yeni acıların yaşanmaması için gerekli tedbirleri almalıyız. Ülkemizdeki cinayet, vahşet, uyuşturucu ve istismar gibi her türlü kötülüğe karşı hep birlikte mücadele etmeli; Filistin’de yaşanan işgalci İsrail soykırımına karşı da sesimizi yükselterek tüm bu kötülüklere dur demeliyiz”dedi.