Burdur Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Faruk Gündüzalp, 2 Ekim’de yapılacak seçimlerde yeniden aday olduğunu açıkladı.
Ticaret Borsası Meclis Salonu’nda Meclis Başkanı Hikmet Çangır, Meclis ve Yönetim Kurulu üyeleri ile birlikte basın toplantısı düzenleyen Gündüzalp; “değerli üyelerimizin verdiği yetkinin sonuna gelirken, yeni dönem için bir kez daha bu göreve talip oluyoruz. Yaptıklarımız, ortaya koyduğumuz anlayış, duruş, yeni dönem öncesinde de teminatımız olurken, yeni dönem vizyonuyla da yine üyelerimizin sesi, üreticimizin, üretimin bayrağı olmayı sürdüreceğiz” dedi.
Gündüzalp basın açıklamasında şu görüşlere yer verdi; ” Burdur’umuzun önde gelen sivil toplum kuruluşlarından biri olan, 27 Nisan 1989 tarihinden bu yana 33 yıldır üyelerine, sektörümüze ve Burdur’a hizmet veren Burdur Ticaret Borsası’nda, son 4 yıldan bu yana şahsım, ekibim ve çalışma arkadaşlarım ile yeni hizmetler sunmanın gururu ve mutluluğunu yaşıyoruz. Görev süremiz boyunca Burdur Ticaret Borsası’nı en iyi şekilde temsil etmeye çalıştık. Borsamızın saygın, etkin bir kuruluş olması için çaba gösterdik, göstermeye de devam ediyoruz. Hele Burdur gibi, ekonomisinin tarım ve hayvancılık faaliyetlerine dayandığı, temel geçim kaynağının süt inekçiliği olduğu bir il’de, kentin dinamikleri, şartları, çok güçlü bir Ticaret Borsası olma gerekliliğini, sorumluluğunu, görevini ve bu misyonu bize net bir biçimde yüklemektedir. 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Kanunu’nda Borsa’nın tanımı şöyle yapılıyor: “Ticaret Borsaları; zirai ve hayvansal ürünlerin fiyatlarını arz ve talebe göre oluşan, bu fiyatların tescil ile ilan edildiği organize kuruluşlardır.”
İşte; geride bıraktığımız şu son 4 yıllık sürede (2018-2022) bu görev tanımının içini doldurmaya, anlam katmaya, üreticimize değer katmaya çalıştık. Bu hedefler; bizim ana prensiplerimiz, ideallerimiz oldu. Bıkmadan, usanmadan hep ‘üretim’ işaret ettik. ‘Üretim, üretim, üretim’ diye vurguladık. Üretim yapmadan, üretimin önündeki engelleri, tehditleri kaldırmadan, üretimi öncelik kılmadan başarılı olmayacağımızı, sektörün yapısal sorunlarının üretim ile aşılabileceğini, hep dile getirdik, tüm açıklamalarımızı, kamuoyu paylaşımlarımızı bu ana fikir üzerinden kurguladık, yürüttük. Nitekim; önce pandemi süreci ve sonrası, ardından Rusya – Ukrayna savaşı, gıda, tarım ve hayvancılık sektörlerinin ne kadar önemli, hayati değer taşıdığını net bir şekilde ortaya koydu. Son birkaç yıldır yaşananlar, küresel sıkıntılar, gıda ve tarımsal üretimin, hayvan yetiştiriciliğinin ne kadar stratejik bir değer olduğu kanıtladı. Artık; tarım sektöründeki yapısal sorunları sadece sektör ile sektörün dinamikleri ile sınırlı kalmamakta, bu tür konular, güvenlik kadar, ‘milli güvenlik meselesi’ kadar önemli bir hal, boyut kazanmıştır. İşte; bu noktada yaptığımız çıkışlar, oluşturmaya çalıştığımız kamuoyunun ne kadar doğru olduğunu ortaya koyarken, öngörülerimizin, uyarılarımızın, çözüm önerilerimizin doğru bir zemin üzerinden şekillenmesi, yeni bir genel kurula giderken, üyelerimiz karşısında bizi alnı açık, başı dik tutan bir tavır sergilememize neden olmaktadır. Üretime esas alan bir anlayışla, Burdur’da sektörün sesi olmaya, üyelerimizin sorunlarını, taleplerini, beklentilerini dile getirmeye çalıştık. Üreticimizi her platformda savunduk. Güç odaklarının, siyasetin, ekonomik çıkar çevrelerinin istediği, yönlendirmeye çalıştığı bir Borsa olmak yerine, ekibimizle birlikte etkin bir sivil toplum kuruluşu, üretici kuruluşu olmak için yoğun çaba harcadık. Üretimin önündeki engelleri yüksek sesle dile getirdik. Girdi maliyetlerinin yüksekliğini, kır’da yaşlanan nüfus tehlikesini, iklim değişikliğinin yol açtığı tehditlere (kuraklık, susuzluk, su kaynakları, bitki üretim deseninin değişmesi) dikkat çekerek, bu konu başlıklarında çözüm önerilerimiz, tekliflerimiz ve beklentilerimizi de dile getirdik. Bu bağlamda, Burdur Ticaret Borsası, sektörde öncü, aktif bir rol üstlenmiştir, üstlenmeye de devam edecektir. Söylemlerimizde “yem-süt paritesine” hep yer verdik. 1 litre sütle en az 1,3 kg yem alınabilmesi gerekliliğini hep vurguladık. Kur şokları, yüksek enflasyon ortamında artan girdi maliyetlerinin sektörün önündeki en büyük tehdit olduğu gerçeğinden hareket ederek, maliyetler problemini hep gündemde tuttuk. Destekleme politikalarının etkin ve doğru biçimde kullanılması önerilerini paylaştık.
Sektöre dair eleştirilerimizi yaparken, tespitlerimiz sonrasında çözüm önerilerimizi de ortaya koyduk. Üyelerimizin daha güçlü olabilmesi, sektörün güç kazanması noktasında ‘çözüm odaklı’ açıklamalarımız, Burdur Ticaret Borsası’nın kurumsal kimliğine, saygınlığına, etki alanının güçlenmesine, genişlemesine, kamuoyu oluşmasına da katkı sağlamıştır. Bu noktada ‘diyalog – istişare’ kanallarını işleterek, iş birliği içerisinde sorunların çözümünde yapıcı tavırlar ile aksiyon aldık. Başta Tarım Bakanlığı olmak üzere, gerek Ankara’daki üst düzey bürokratlar, gerek il’deki bürokratlar, iktidar partisi yöneticileri, diğer siyasiler, yerel yönetimler, üniversitemiz, akademi ile diğer odalar, meslek kuruluşları, muhtarlar, basın camiası, ilimizdeki bütün dinamikler, bileşenler ile diyalog içinde olduk, istişare ettik, etmeye de devam ediyoruz. Hazırladığımız raporlar, dosyalar, beklentilerimizi aktardığımız talepler, hepsini diyalog ortamı içinde çözüme kavuşturmaya çalıştık. Bu yaklaşımımızın, tarzımızın faydalarını en çok pandemi-salgın sürecinde gördük. O zorlu dönemde, üreticimizi taleplerini aktararak, çözüm anlamında aracılık ettik, pek çok tıkanıklığın, üretici ve üyelerimiz lehine aşılmasını sağladık. 2020 Mart ayında, TOBB ile yaptığımız görüşmeler sonucunda, Haziran ayında ödenmesi gereken yıllık aidatların 1. Taksit ödeme süresinin gecikme zammı alınmaksızın, 2. Taksitle beraber ödenmek üzere Ekim 2020 tarihe ötelendi. Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketine, tarım ve hayvancılık sektörünün de dahil edilmesi talep ettik. Bu çağrımızı dikkate alan dönemin Tarım Bakanı Bekir Pakdemirli, talebimizden iki sonra tarımsal destek kapsamında üreticilere 1 milyar 572 milyon 500 bin lira ödeme yapacağını açıkladı. TOBB’a ilettiğimiz taleplerden biri de, Nefes Kredisi’nin tekrar hayata geçirilmesi idi. TOBB ve Maliye Bakanlığı koordinasyonun da yürütülen Ekonomik istikrar Kalkanı Paketi toplantısında, zorda kalan işletmeler için bir kez daha Nefes Kredisi verilmesi kararlaştırıldı. Yine o dönemde, Tarım Bakanın da katıldığı video konferans ile gerçekleşen Finansal ve İstikrar Kalkınma Komitesi toplantısında, üreticilerimizin kullandığı hazine destekli kredi geri ödemelerinin ertelenmesini istedik. Bu talebimizde karşılık bularak, kredi geri ödemeleri faizsiz olarak 6 ay, yine Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ‘Akdeniz Bölgesi Oda/Borsa Başkanları İstişare Toplantısında, 3 ayrı sorunu dile getirdik. Bunlardan birincisi olan ORKÖY kredi geri dönüşümlerinin ertelenmesi talebimiz dikkate alınarak, kredi desteklerine ait borçlar, 3 ay faizsiz ertelendi. KGF garanti vermediği için Bankalar, kooperatiflerimize Nefes Kredisi kullandırmıyordu. Kooperatiflerimizden gelen bu talebi, TOBB başkanımıza ilettik. Talebimize istinaden, Borsa üyesi kooperatiflerimiz de ilk kez Nefes Kredisi kullanmaya başladı. Aynı toplantıda, kuraklık yaşayan illerdeki üreticilere dekar bazlı kuraklık desteği verilmesini talep ettik. Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan tarafından ürün kaybı yaşayan üreticilere 100 liraya kadar destek verileceğini açıkladı. Bu kapsamda, üyelerimize en etkin ve verimli hizmet noktasında, 2019 yılında bağımsız denetçi Türk Loydu tarafından gerçekleşen Akreditasyon denetimlerinde, hizmet kalitemizi hem yükselterek hem de puanımızı arttırarak, C kategorisinden B kategorisine yükselttik. Ve; gelinen noktada, değerli üyelerimizin verdiği yetkinin sonuna gelirken, yeni dönem için bir kez daha bu göreve talip oluyoruz. Yaptıklarımız, ortaya koyduğumuz anlayış, duruş, yeni dönem öncesinde de teminatımız olurken, yeni dönem vizyonuyla da yine üyelerimizin sesi, üreticimizin, üretimin bayrağı olmayı sürdüreceğiz. Burdur’da ve bölgemizde gıda, tarım ve hayvancılık sektörünün güçlenmesi, daha iyi yerlere gelmesi, öncelikli temel hedefimiz olmaya, bizi motive eden, ana mottolar olmaya devam ediyor. İşte; bu noktada, BAKA tarafından fizibilite raporu onaylanan, binamızın giriş katında hizmet verecek olan Satış Salonumuz, önümüzdeki sezon faaliyete geçecek. Satış Salonu sayesinde alıcı ve satıcıyı bir araya getirerek, Borsamıza getirilen ürünleri daha hızlı, daha güvenilir ve daha rekabetçi bir ortamda, ürünlerin analiz değerleri, fiziksel özellikleri gibi kriterlere göre ayırarak, açık artırma usulü ile gerçek değerinde alım/satımı yapılacak. Yeni dönem paradigmamızın en öncelikli projesi olan ‘Park Pazar Satış Yeri kurulması ve Lisanslı Depoculuk’ fizibilitesini gerçekleştirmek istiyoruz. Hayvancılığın gelişmesine katkı sağlayacak olan, bu büyük ölçekli projemiz, yeni dönemin en büyük çalışması olacaktır. Tüm bu uğraşların özü, arka planı, sektöre katma değer katmak üzerine kurulu, Üreticimizin daha çok üretmesini sağlamak, üretimin önündeki yapısal engelleri kaldırmak, üreticimizin daha çok kazanmasını sağlamak, gıda, tarım ve hayvancılık pastasını büyütmek, her zaman öncelikli çalışmalarımız olmaya, bundan sonra da devam edecektir. Katılımlarınız için şahsım ve yönetim kurulum adına hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyor, saygılarımı sunuyorum.