Cumhurbaşkanlığı ve Yeni Hükümet Sistemi Konulu konferans için Burdur’a gelen Ak Parti İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu “bu memlekette Demirel, Özel, Çiller, Erbakan, Türkeş, bir çok siyasetçi başkanlık modeli sistemini savundu. Hepsi diyor ki; bu modeli getirelim. Ben de bunların tamamına şahidim. Özellikle Özal’a danışmanlık yaptım. O yıllarda çok beraberliğimiz oldu. Demirel bizzat beni çağırdı ‘bu modeli getirelim, bu sistem yürümüyor’ dedi. Ama olmadı, güçleri yetmedi.” dedi.
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Konferans Salonu’ndaki programda kuzu “Devlet Bahçeli bu memlekete en büyük hizmeti yapmıştır. Çünkü 15 Temmuz’u ve 7 Haziran’ı gördü ve memleketin ancak bu yönetimle ayağa kalkacağına kanaat getirdi ki bu modele karşı olmasına rağmen” diye konuştu.
Bu sistem hakkında bütün liderlere danışmanlık yaptım diyen Kuzu “1977-2017 tam 40 yıllık emeğim var. Bu süre içerisinde başıma gelmedik kalmadı. Üniversitelere gittim, ayakkabı fırlattılar, yumurta attılar. Üniversite gençliği böyle olmamalı.” dedi.
Kuzu şunları söyledi; Türkiye bilinen, bilinmeyen, ortaya çıkani çıkmayan 12 defa darbe gördü. Diyorlar ya ‘başkanlık modeli gelirse darbeler gelir’ şimdi başkanlık modelimi var da memlekette bu kadar darbe olmuş. Demekki darbe meselesi memlekette sistemle doğrudan alakalı bir şey değil kaldı ki iyi işleyen bir başkanlık modelinde kriz olmayacağından dolayı darbeler de prensip olarak olmaz. Düzgün giden bir modelde darbe yapacak sebep bulamaz” diye konuştu.
Kuzu, “Zerre kadar rejim değişkliği ne aklımızdan geçti, ne yanından geçtik. Rejim değişikliği dediğin devlet yönetimi biçimidir, hükümet modeli değildir. Cumhuriyet yerinde duruyor. O iş bitmiştir. Cumhuriyet ile alakalı kim saldırsa onların karşında evvela AK Parti durur bunu bilesiniz, kimse bunun önüne geçemez. Cumhuriyetin bunların babasının malı mı? Atatürk de İnönü de, Osmanlı paşasıydı. Şimdi beni konuşturmasınlar. cumhuriyeti bunlar kurmuşta babasının tapulu malıydı. Yok böyle birşey. Hepimizin dedeleri Çanakkale’de beraber savaştıda kurduk.” ifadelerini kullandı.
Cumhuriyet meselesini getirip, dayayıp milletin kafasının karıştırılmasının anlamı yok diyen Kuzu “üniter yapı, Atatürk, Cumhuriyet, Cumhuriyetin ilkeleri yerinde, İstiklal Marşı ve Ankara’nın başkent olması yerinde bitti nokta. Bunların yanından geçen yok. O zaman ne rejim değişikliğinden bahsediyorsunuz. Ana kolonlar duruyor. Yaptığımız iç mimarlık, iç dizayn.”
Parlamenter sistemin İngiltere’de doğduğunu, bu sistemin İngiltere dışında dünyanın başına bela olduğunu kaydeden Kuzu “İngiltere’de iki parti olduğu için çok sorun çıkmıyor. Tarihinde bir kez 2010’da koalisyona gitti İngiltere ‘aman yandık’ dediler.
Bugünkü modelden kurtulunması gerektiğini anlatan Kuzu, şöyle konuştu:
” Diyoruz ki artık koalisyonlara son verelim. Cumhurbaşkanlığı modelinin en önemli getirisi koalisyonlara paydos. Ne zamana kadar ömrü billah, kıyamete kadar. Koalisyon dediğimiz olay bitti. Koalisyonda ülke kim vurduya gidiyor. Arabayı kullanan var, yanında 50 kişi, biri debriyaj basıyor, biri frene dokunuyor, biri vites arttırıyor. Kim sürüyor bu arabayı. Araba kaza yaptığında bir birini suçluyolar. Halbuki başkanlık olsa, 5 sene gidecek, arabayı kimin sürdüğü belli. İyi mi sürüyor? Devam kardeşim, kötü mü sürüyor? in aşağı arkadaş, başka birini getirirsin. Bu kadar net. Ülke bu modelde kim vurduya gidiyor, bizim getirdiğimiz modelde ülkeyi kimim yönettiği belli.”
Türkiye’de 1970 ila 1980 arasında 10 yılda 12 hükümetin kurulduğunu, 1991’den 2001’e kadar 11 hükümetin kurulduğunu anlatan Kuzu, bu hükümetlerin bazılarının 25, bazılarının 45 günlük olduğunu, bu süre zarfında hiçbir şeyin yapılamayacağını vurguladı.
Türkiye’nin bulunduğu bölgenin çok zor bir coğrafya olduğunu, dünyanın gözünün bu bölgede olduğunu belirten Kuzu, bu nedenke Türkiye’nin koalisyonlardan kurtuluop, istikrarlı bir yönetim modeline kavuşması gerektiğini kaydetti.
Cumhurbaşkanlığı sisteminin bir diğer avantajının yürütmedeki iki başlılığı ortadan kaldıracağına dikkati çeken Kuzu, Tansu Çiller ile Süleyman Demirel, Turgut Özal ile Mesut Yılmaz, Ahmet Necdet Sezer ile Bülent Ecevitarasındaki kavgaların Türk siyasi hayatında büyük sıkıntılar yaşattığına işaret etti.
Yeni sistemin meclisi güçlendireceğini anlatan Kuzu, şöyle devam etti: “Bize ‘siz cumhurbaşkanını getirdiniz. Parlemento zayıflıyor, yok oluyor’ diyorlar. Azıcık bilmesek bizi de kandıracaklar. Parlementonun en güçlü zamanı şimd olacak. Bunu laf için söylemiyorum. Metni yazanlardan biri olarak söylüyorum. Neden? Meclisin kanun yapma yetkisi kağıt üzerinde. Tüm yasalar hükümetten gelir, hükümet hangi kanunu getirirse biz ‘evet’ deriz, gider. Tüm yasalar böyledir. Bir kelimesine dokunamayız. Ben ne iş yaparım, parmak kaldırıyoruz ya.. Bundan böyle bütçe kanunu hariç, bütün yasaları meclisin kendisi hazırlayacak. Cumhurbaşkanına ‘al sen bunu uygula’ diyeceğiz. Esas meclis şimdi kavuşuyor şahsiyetine ve yetkilerine. Milleti kandırmanın anlamı yok. Kuvvetler ayrımı zaten başkanlık sistemi modeli dışında yok. Bir ülkede başkanlık modeli varsa kuvvetler ayrılığı vardır. Başka bir modelde kuvvetler ayrımını bulamazsınız.”
Cumhurbaşkanına verilen kararname yetkisinin sadece yürütme konusunda kullanılacağını vurgulayan Kuzu, kanunun esas sahibinin meclis olacağına dikkati çekti.
Yeni sistemle Türkiye’nin bölüneceği iddialarının da gerçek dışı olduğunu dile getiren Kuzu, “Bir defa anayasa buna müsait değil. Buna kimsenin gücü yetmez. Ne özerk bölge, ne özerlik, ne öz yönetim, ne eyalet, ne federal yapı. Böyle bir şey yok. Böyle bir şey olsa PKK balıklama dalar bu iş. hemen ‘evet’ der bölünmek için. Korkutarak bir şeye varılmaz. Böyle bir şey yok, hiç bir zaman da düşünmedik” ifadelerini kullandı.