Burdur’un Karakent Köyü yakınlarında bulunan Lisinia Doğa Proje Alanı sorumlusu Öztürk Sarıca 15 yıldır devam ettirdikleri susuz tarım projesi ile kuruma tehlikesi ile karşı karşıya olan Burdur Gölü’ne 30 Milyon Ton su tasarrufu sağladıklarını söyledi.
Lisinia Proje olarak 2005 yılında damlama su yönetimi ile gül yetiştiriciliğine başladıklarını anlatan Öztürk Sarıca; “2005 yılından bu yana Lisinia Proje olarak özellikle Burdur Gölü’nün kurtulması anlamında susuz tarım yapmaktayız. Alanımızda ilk olarak damlama sulama yöntemiyle gül yetiştirmiştik. Sonra ki süreçte su tüketmeyen bitkiler anlamında Lavanta, Kekik ve Adaçayı yetiştirdik, toplamda 34 çeşit Itri bitki ile çalıştık. Bu yıl bunlardan üçü ile çok iyi yol katettik. Bu çalışmalarımızın meyvelerini bugünlerde almaktayız” dedi.
Özellikle Civan Perçemi, Altın otu ve Papatya konusunda farklı anaç bahçeleri oluşturduklarını belirten Sarıca şunları söyledi; “b u bitkileri önümüzdeki yıllarda farklı yüksekliklere adapte ederek ciddi anlamda üretimlerine başlayacağız. Ulusal ve uluslararası anlamda bunların yağlarını ve kurutulmuş bitkilerinin satışı için pazar araştırması yapacağız. Özellikle bu bitkilerin Uluslararası piyasalarda çokta tanınırlığı yok. Ama şu var ki içerikleri açısından çok ciddi etken maddeleri var. Bu amaçla şimdi 60 dekar alanda Altın otu, Papatyanın türleri ve Civan Perçemi’nin türleri konusunda çalışmalar yapıyoruz. Önümüzdeki süreçte diğer üretim alanlarımızda ve Türkiye’de bunun yaygınlaşmasını sağlayacağız. Yeterli pazar araştırması ile Ulusal ve Uluslararası pazarlarda da uçucu yağlarının pazarlanamsı konusunda çalışma yapacağız.”
Burdur Gölü’nün yıllık su açığı 60 Milyon Ton
Gün geçtikçe kuruma tehlikesi ile karşı karşıya oaln burdur Gölü’nün yıllık su açığının 60 Milyon ton olduğunu kaydeden Sarıca “2005 yılından bu yana yaklaşık 30 Milyon Tona yakın su tasarrufu yapmış bulunmaktayız ki Burdur Gölü’nün yıllık su açığı 60 Milyon Ton civarında. Küçükte olsa, küçük su tasarruflarıyla Burdur Gölü’ne ciddi anlamda su kazandırılabilir. Tabiki olay sadece Burdur Gölü değil. Olay yeraltı sularının kaybı. Diğer taraftan gölün zararlı tozlarıyla karşı karşıya kalıyorsunuz. Dolayısıyla Göller yöresinde pek çok kurumuş göl var ve hızlı bir şekilde kurumaya meyilli göller var. Bunların tedbirinin bir an önce alınması gerekiyor. Mısır ve Yonca tarımı yerine bir an evvel susuz yetişen aromatik bitkilere geçilmesi gerekiyor. Hiç değilse çiftçilerin bir kısmının susuz yetişen aromatik bitkilere geçmesi gerekiyor ki gelecek nesillerin içme suları kurtulabilsin. Damlama sulama ile siz aromatik bitki yetiştiriciliği yaparsanız yüzde 75 oranında su tasarrufu sağlıyorsunuz bunun yanında sulu tarımla yetiştirilen mısır ve yonca ile başabaş veya onlardan daha fazla gelir sahibi oluyorsunuz. Özellikle Büyükbaş hayvancılık yerine küçükbaş hayvancılık ve su tüketen bitkiler yerine de susuz yetişen Aromatik Bitkilere Göller Bölgesi’nde bir an evvel geçilmesi gerekiyor ve bunun bir tarım politikası olarak özellikle Göller Yöresi’nde uygulanması gerekiyor” diye konuştu.