Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi hidrobiyolog (su bilimci) Doç. Dr. İskender Gülle, Burdur Gölü’nde tuzluluk oranının hızla arttığını bildirdi.
Gülle bir zamanlar 210 Kilometrekare olan göl yüzölçümünün şu anda 130 Kilometrakareye düştüğünü belirterek “Burdur Gölü yüzde 50 oranında alan kaybetti. Gölümüz suyun çekilmesi ve mevcut olan kirlilik gibi çok farklı tehditler altında bulunuyor. Kirlilik ve su çekilmesi dünyanın her tarafındaki göllerin sorunları. Özellikle içerisinde bulunduğumuz insan baskısının artmış olduğu yoğun ekonomik faaliyetler ve de iklimsel dengesizlikler sucul sistemleri bir şekilde olumsuz yönde etkilemekte.” dedi.
GÖLDEKİ TUZLULUK ORANI SON 35 YILDA % 50 ARTTI
Burdur Gölü’ndeki çekilme sürecinin 1970’lerden sonra hız kazandığını anlatan Gülle şunları söyledi; “bu çekilme özellikle 2000’li yıllarda oldukça bariz hale geldi. Göl suyunun çekilmesi ile gölün kimyasal yapısında ve içerisinde yaşayan canlılarda da bir takım ekolojik değişimler meydana geliyor. Bir yerde göl suyunun azalmasının başlıca nedeni göldeki tuzluluk değerinin artmasıdır. 1980 lerde TÜBİTAK tarafından finanse edilen çalışmalarda göl suyunun tuzluluk değeri binde 14 idi. Günümüze geldiğimizde 2-3 yıl önce bu değer binde 20’ye çıktı. Yani 35 yılda göldeki tuzluluk değeri yüzde 50 oranında arttı. En son yaptığımız ölçümlerde binde 20 olan tuzluluk değerinin binde 20.7 olduğunu gördük, son 2-3 yılda tuzluluk değeri yüzde 3-4 artış gösterdi. Tuzluluk değerinin artışının temel nedeni gölün su kaybetmesi. Eğer bir gölün tuzluluğu artıyorsa o göl su kaybediyor demektir. Burdur Gölü’nün diğer göllere göre çok özel bir yapısı var, Burdur Gölü yüksek Ph değerinde, alkalin bir göl, halk değişiyle sodalı veya acı göl. Bu gölde bitki yaşaması çok fazla mümkün değil. Diğer tatlı su göllerine göre yaşayan bitki ve hayvan sayısı çok azdır. çoğu zaman Burdur Gölü’nde su altı bitkileri oldukça sınırlıdır.”
ÖRDEK OTU BİTKİSİ SU KUŞLARININ EN ÖNEMLİ BESİN KAYNAĞI
2000’li yıllarda Burdur Gölü’nde bir tür su sümbülü görüldüğünü vurgulayan Gülle “Son 4-5 yılda ise Ördek otu dediğimiz (Ruppia maritima) su altı bitkisinin kapladığı alan oldukça arttı. Bu bitkinin su altındaki gelişim artışını kıyılarda yapmış olduğu birikimlerden de anlayabiliyoruz. Dalgalı günlerde kıyıda yoğun miktarda Ördek Otu bitkisini görebiliyoruz. Bu bitki dünyanın her tarafında tuzlu sularda yaşayabilen ender bitkilerdendir, alkali ve tuzlu gölleri sever. Son yıllardaki artışın sebebi hidrolojik, topografik, nutrient artışına ve de göldeki tuzluluk değişimine bağlıdır. Özellikle göldeki taban çamurunun fosfat açısından zenginleşmesi bu bitkinin gelişimini hızlandırıcı oluyor. Göldeki tuzluluk değerinin artma süreci bu bitkinin göldeki gelişimi ile ilgili olabilir. Sular çekildiği zaman Topografik yapı daha sığlaşırsa bu bitkinin rahat gelişimine olanak sağlamış olabilir.” dedi.
Bu bitkinin özellikle kış aylarında Burdur Gölü’ne gelen su kuşlarının, Ördekgillerin en önemli besinini oluşturduğunu kaydeden Gülle “Otcul ördekler bunlara bayılıyorlar. Üzerinde yoğun bir şekilde besleniyorlar. Bu bitkinin artışı göldeki faunayı da olumlu yönde etkiliyor özellikle sucul böcekler üzerinde olumlu bir etki yaratıyor. Fakat uzun süreçte bu bitkinin aşırı gelişimi öldükten sonra su altında kalırsa oksijen tüketimine neden olabilir ama genel anlamda bu bitkinin gelişimi göle olumsuz etkisi yok aksine olumlu bir etkisi söz konusu. Ama bunun ne kadar devam edeceğini göldeki tuzluluk artışı belirleyecek. Yani suyun çekilme süreci ile beraber belli bir tuzluluk dayanım değeri vardır. Onun üzerine çok fazla çıkamaz bu da deniz suyu tuzluluk değeri kadar olabilir.” dedi.
Gülle “Burdur Gölü ekolojik olarak çok önemli bir göl. Ekolojik değeri paha biçilemez. Ama ekolojik değeri olan bir şeyin ekonomik değeri olmadığı anlamına gelmez. Ekolojik olarak bir çok katkısı var insan yaşamına, doğal yaşama şu anda anlayamayacağımız bir çok katkısı var. Ama ekonomik kıymetini göl yok olduğunda anlayabiliriz.” dedi.