Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi referandum çalışması kapsamında Burdur’a geldi.
Bakan Zeybekçi Burdur’da ilk olarak Vali Şerif Yılmaz’ı ziyaret etti. Zeybekçi’yi Valiliğe gelişinde Vali Yılmaz, Ak Parti Burdur Milletvekillleri Bayram Özçelik ve Reşat Petek, İl Genel Meclisi Başkanı Muzaffer Bağcı tarafından karşılandı.
Zeybekçi “”Burdur’da Sanayici İş Adamlarımızla bir araya geleceğiz. Onlarla bir sohbetimiz olacak, genel ekonomi ve güncel değerlendirmelerde bulunacağız, önümüzdeki dönemle ilgili beklentilerle ilgili genel bir değerlendirme yapacağız belki soru cevap da olur, Burdur’da üçüncü defa iş dünyası ile bir araya geliyoruz” dedi.
16 Nisan bir seçim değil diyen Zeybekçi “ama hakikaten ülkemiz anlamında gerek demokrasi, gerek Cumhuriyet tarihimizin en önemli haftasını yaşıyoruz ve en önemli tercihlerinden birini oylayacak vatandaşımız” diye konuştu.
Zeybekçi daha sonra Burdur Ticaret ve Sanayi odasında İşadamları ile biraraya geldi.
Burdur Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Yusuf Keyik “vermiş olduğunuz destekler sayesinde İkinci Organize Sanayi Bölgesinin yüzde 85’ini tamamladık. Sizlerden istihdamı ve teknolojisi yüksek firmalardan Burdur’a katkı sağlamaları konusunda desteklerinizi bekliyoruz” dedi.
Bakan Nihat Zeybekçi hep bu seçimler bizim için dönüm noktası, bizim için mihenk taşı, bundan sonrası düzlük diye seçimlerde söylenen klasik sözler olmuş olabilir. Ama bu bir seçim değil, bu milletin bir tercihi. Bu milletin önümüzdeki yüzyıllar boyunca yolunu çizeceği artık bir kavşak noktasında bugüne kadar bazı dönemlerde ve bazı zamanlarda zaman zaman kendi kuyruğunu kovaladığı dönüp dönüp kendi izinin üzerinde tekrar döndüğü, bazen tek kanatla uçmaya en sonunda geniş daire çizse bile bakıyoruz ki yeniden aynı yerdeyiz. Yine aynı duvar, yine aynı ağaca arabayı giydirmişiz.
Müslüman aynı delikten iki defa ısırılmaz diye bir şey var ama biz aynı delikten ısırıla ısırıla ısırılmadık yerimiz kalmadı” diyen Zeybekçi “elimizin tersiyle deliği kapatsak sonuna kadar rahatlıyacağız ama bir türlü beceremedik, beceremiyoruz” dedi.
Türkiye’nin İhracat yapma potansiyeli olan illerine Bakanlık Genel Müdürlerini Müsteşar Yardımcısı ile birlikte gönderiyorum diyen Zeybekçi şunları söyledi; ” ordaki bütün şirketleri dolaşıyorlar, bilmediklerini öğreniyorlar, en kısa sürede sizede gelip sizinle istişare edecekler. İhtracat, fuar, yurtdışı tanıtım destekleri ile ilgili görüşme yapacaklar.”
Zeybekçi “2009 krizinde Türkiye dip yaptıktan sonra o dip yapmanın etkisiyle yukarıya doğru tırmandı. 2010,2011,2012,2013’ten sonra durduk. Aslında bütün detayları ile bakmak lazım. Adı Burdur’la müsemma hale gelen Rahmetli Mehmet Akif Ersoy’un ‘tarih tekerrür diyorlar, ibret alınsaydı tarih tekerrür mü ederdi’ diye çok güzel bir sözü var. Biz tarihe bakıpta, orada yaşananları tahlil edip, geleceğin haritasını düzgün çizmezsek başta söylediğim gibi yine aynı hataları, aynı şeyleri yaşarız.” dedi.
Zeybekçi “Türkiye’nin temellerine konulan en büyük dinamit 1991 yılında konulan dinamittir. Sosyal Güvenlik sistemi ile ilgili Türkiye’deki bütün bütçe disiplinini, bütçe yapısının paramparça edilmesidir. Türkiye bir borçlanma sirkülasyonuna, bir kısır döngüye girdi. Ve arkasından koalisyon yapıları ile asla büyüyemeyen Türkiye, asla üretmeyen Türkiye, ihracatla ilgili performans gösteremeyen Türkiye’ye doğru hızlı bir şekilde yuvarlandı.” dedi.
Türkiye’de toplanan her 100 liralık verginin 87 lirası faize gider hale gelmişti diyen Zeybekçi “her 100 liralık verginin 87 lirası faize gidiyorsa artık o ülkeyi yönetmek imkansız hale gelmiştir. Şirket batmıştır. Artık çalışmaz hale gelmiştir. Neden Cumhurbaşkanı Başbakana şöyle dedi, böyle dedi, Anayasa kitapçığı fırlattı o gece faizler yüzde 7 bin 200 oldu. Kar Çarşambalar, ara perşembeler birbiri ardına. bir gecede 13-14 banka battı Türkiye’de. Faizlerin gecede yüzde 7200 olduğu gece, O faize rağmen bankalar birbirlerine borç vermedi. Hakikaten Türkiye’ nin çok güçlü bankalarından birisi olduğuna inandığım, sapasağlam bir banka olduğuna inandığım, o gün tek suçu vardı, bütün varlığını Hazine kağıtlarına yatırmıştı, Devlete vermişti borç olarak Demirbank. Bir gecede batırılan bankaların bu ülkeye zararı 46 Milyar Dolar. O günkü 46 Milyar Dolar o günkü Türkiye’nin 200 Milyar Dolar Milli Gelirinin 4’te biri idi. Bugünkü Türkiye’nin milli geliri 857 Milyar Dolar. Bir gecede bu milletin cebinden alınıp götürülen para bugüne göre 800 Milyar dolar.” diye konuştu.
Zeybekçi “Dünyanın 16’ncı büyük ekonomisi olan, 857 Milyar Dolar Milli Geliri olan Türkiye Cumhuriyet Hükümetinin 2017 yılı bütçesi 641 Milyar Lira. Düşünsenize o 2001 krizindeki, o kriz günlerindeki, o birkaç gecede Türkiye’den giden paranın bugün yanıbaşımızda 2,5 tane kemiksiz, hiç dokunulmadık, 2 yıllık bütçeniz olduğunu. 2002 Yılında Türkiye Dünyanın 22’inci büyük ekonomsiydi. Bugün itibariyle dünyanın en büyük 16’ıncı ekonomisi, TÜİK’in çıkardığı rakamlara görede 17’inci büyük ekonomisi. Hiç önemli değil. Allah’ın izniyle biz hedefimizi biliyoruz. Biz gidecek yeri biliyoruz. Asıl olmamız gereken yeri biliyoruz. Dünya’nın 17’inci, Avrupa’nın 6’ıncı büyük ekonomisiyiz. Milli gelirimizi 3 bin 500 Dolardan 11500 Dolara getirdik. Eğer 2001 krizindeki o soygun olmamış olsaydı Türkiye’nin milli geliri bugün 18000 Dolardı ve biz Dünyanın 13’üncü büyük ekonomisiydik, Avrupa’nın dördüncü büyük ekonomisiydik. O günler yaşanmasaydı neler olacaktı onun için söylüyorum. 1991’deki o popülizm için, o koalisyonlar kurulsun diye bu millete verilen, nerden verildi o, kimin cebinden verildi. O gün babamız ödedi, biz ödedik, çocuklarımız ödeyecek bide çocuklarımızın çocukları ödeyecek 2060’a kadar devem edecek bu açık” dedi.