Burdur’da Lisinia Doğa Proje Alanı’nda üretilen Şifalı Ada çayı Balı piyasaya sürülmeye hazır hale geldi.
Yeşilova ilçesine bağlı Akçaköy’de geçen yıl başlatılan Lavanta Deresi Projesi kapsamında yaklaşık 70 dekarlık araziye ekili olan adaçayından elde edilen ballar küçük kavanozlarda satışa sunuldu.
Geçtiğimiz aylarda dikelen adaçaylarının yanına konulan 30 kovan arı 2 ay sonra meyvesini verdi. 30 kovan arının ürettiği ballar Lisinia Doğa Proje Sorumlusu Veteriner Hekim Öztürk Sarıca gözetiminde kavanozlara aktarıldı.
Bu yıl 100 Kg Ada Çayı Balı üretildiğini söyleyen Lisinia Doğa Proje Sorumlusu Veteriner Hekim Öztürk Sarıca , “Adaçayı Balı yurtdışında çok değerli bir bal. Türkiye’de ise şu ana kadar özel üretimi yapılmamış bir bal. Kovanları koyduğumuz İlk zamanlar arılar bal yapmadı. Bize fenomen önerdiler. Fenomenler kimyasal olduğu için vermedik. Dahs sonra Ada Çayı Balı için bir takım çalışmalar yaptık. Arılara Pancar Şekeri ile birlikte Ada Çayı yağı verdik. Buna alıştıktan sonra bal yapmaya başladılar.” Dedi.
Sarıca “ yapısındaki aktifler 40 üzerinde aktif bunların neredeyse tamamı vücudun sistemlerinin bir yerine dokunuyor. O sistemle ilgili aktifleri harekete geçiriyor. Dolayısıyla vücuttaki herhangi bir hastalıkta neredeyse tamamında adaçayı etkili. Dolayısıyla balına da, yağına da adaçayı aktifliği geçiyor” dedi.
Düzenli kullanıldığında ve yeteri kadar kullanıldığında adaçayının herhangi bir yan etkisinin olmadığını ifade eden Sarıca, şöyle konuştu; “ama Türkiye’de üretilen aromatik bitkilerin bence en değerlilerinden bir tanesi, çünkü lavantadan bile çok fazla kimyasalı var. Yeterli miktarda tüketilmesi gerekiyor. Yurt dışında fazla miktarda balı yapılıyor. 30 Euro civarında bir bal satışı var, 200 cc balların. Türkiye’de ise insanların bu tada alışması için biz 20 liradan bunların satışına başladık. Önümüzdeki yıllarda adaçayı balı üretimi arttığı zaman insanlar tabi bu tada alıştığı zaman fiyatlarda değişecektir.”
Adaçayının sadece içilerek değil yağı ve balıyla da tüketilmesi taraftarı olduğunu kaydeden Sarıca; “Çünkü neredeyse bir ev doktoru durumunda. Özellikle son dönemlerde kanser hastalığında da kullanılmaya başlandı. Menopoz dönemindeki kadınlarda, kadınların mens dönemi ağrılarında, ağız yaralarında, özellikle çocukların sindirim problemlerinde, gazlarında çok fazla tercih ediliyor. Antibiyotiklerle öldürülemeyen pek çok bakteride adaçayı yağı ve adaçayı balı etkili. Yüzeysel yaralara adaçayı balı uygulanabiliniyor. Bu yönleriyle çok kıymetli bir bitki dolayısıyla bu kıymeti zaman içinde anlaşılacağını düşünüyorum” dedi.
Adaçayı balının diğer ballardan farklı olduğunu belirten Sarıca, “bu bal kahvaltıda yemek için kullanabileceğiniz bir bal değil, çünkü adaçayı çok kimyasal bir bitki, dolayısıyla bunu özütlerinin tamamı bala geçtiği için azar azar tüketilebiliniyor. Ve çok fazla tüketildiğinde yan etkileri ortaya çıkıyor. Bu haliyle baktığınızda günde bir yemek kaşığı tüketildiğinde afrodizyak etkileri ortaya çıkıyor. Genelde tedavilerde bir tatlı kaşığı, günlük takviye içinde bir çay kaşığı kadar” diye konuştu.