Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Gelişme ve Geliştirme Birliği (GEBİR) tarafından 12 Eylül’de Ülkücülerin yaşadığı dramı anlatan Kafes filmi Yapımcısı Yasemin Nak ve Yazarı Lütfü Şehsuvaroğlu ile birlikte söyleşiye katılan Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ 12 Eylül öncesinde kendilerine birilerinin konuşma, tartışma, anlaşma değil kavga etmeyi öğrettiklerini söyledi.
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Konferans ve Sergi Salonu’ndaki söyleşide Özdağ İlkokul 5 .sınıfta ülkücü olduğunu, ülkücü hareketin içinde yer aldığını belirterek “hayallerimiz vardı, sevdalarımız vardı. Keşke kavga etmeseydik diye çok düşündüm. O zaman düşünemedik. Dünyada hiç bir zaman gençler iktidar olmamıştır. Gençlerin omuzlarına basarak hep başkaları iktidar olmuştur. İdealleriniz, ülküleriniz,sevdalarınız hep istismar edilmiştir. İdealist olalım ama kendimizi kullandırtmayalım.”dedi.
Özdağ şunları söyledi; “Türkiye’nin solu keşke Türkiye’nin solu olsaydı. Niye Fransa’nın solcuları önce Fransa der de, bizim solcularımız önce Rusya, Çin, Mao, Lenin, Stalin diyorlardı. Neden Türkiye’nin kahramanlarından habersizdiler. Sonra biz niye kavga ettik. Neden dövüştük, konuşmayı, tartışmayı, anlaşmayı niye öğrenemedik. Fikirlerin çarpışmasından hakikat şimşeği doğacaktı. Ama birileri bize konuşmayı, tartışmayı değil, kavga etmeyi öğretti. Bizim sözde aydınlarımız, bizim askerlerimiz, bizim siyasilerimiz, bizim medya patronlarımız bizi kamplaştırdılar, bölüştürdüler ve buradan gerek içerde gerek dışarda rant devşirdi birileri. İçerideki egemen güçlerin uzantıları veyahutda bu noktada kendilerine rant devşirmek isteyenler veya egemen güçler Türkiye’nin hep zayıf olmasını istediler. Biz de bunu idrak edemedik. Sol da idrak edemedi sağ da idrak edemedi. Bana kızabilirsiniz. Pişman mısınız diye. O dönemin idealizmini özlüyorum. Ama kavgalarını özlemiyorum.”
Özdağ “12 Eylül fırtınasına yakalandım. 12 Eylül olduğunda Cezaevine girdiğimizde mevsim bahardı arkadaşlar. Bütün sağcılar ve solcular bir daha hiç bahar mevsimi tanımadılar. Çıktığımızda çoktan sonbahar olmuştu. Türkiye’de hem sağ, hem sol çok ciddi şekilde istismar edilmiştir. Bu benim düşüncem. Ben 7 yıl cezaevinde kaldım. Solcualrla aynı koğuşta kaldım. Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu şöyle derdi; ‘780 bin Kilometrekarelik Türkiye’ye birbirimizi sığdıramadık ama 4 Metrekarelik hücrelerde beraber yaşadık.” ifadelerini kullandı.
Filmin Yapımcısı Yasemin Nak “O dönemi yaşamadık ama araştırdığımızda yaşanan acılar hepimizin içini sızlattı. Kafes’in çıkış noktası şu; hangi düşünceye inanırsanız inanın derdimiz vatandı.”dedi.
Yazar Lütfü Şehsuvaroğlu’da yaptığı konuşmada 12 Eylül döneminde cezaevinde yaşadığı sıkıntıları anlattı. Şehsuvaroğlu “30-40 yıldır bu memlekette ülkücüler hep kurgulanmış, cinayete hazırlanmış, devletin adamı, her an adam öldürmeye hazır, o nu bir ana doğurmamış, bir sevgilisi olmamış tipler olarak sunuldu ve bu toplum bunu sineye çekti maalesef. İlk defa hakkı teslime derek Yasemin Hanım’ın cesaretiyle bu film yapıldı. Bir çok salon bu filmleri almadı.” dedi.
