Su kapasitesinin 3`te 1`ini son 35 yılda kaybeden ve her yıl 330 milyon ton suyun yok olduğu, Türkiye’nin 7’inci büyük Gölü ve 14 Ramsar alanından biri olan Burdur Gölü’nün kurtarılması kapsamında Lisinia Yaban Hayatı Rehabilitasyon Merkezi tarafından hazırlanan “Lavanta Deresi” projesi kapsamında, Yeşilova ilçesine bağlı Akçaköy’deki 670 dekarlık araziye lavanta, kekik ve ada çayı dikildi.
Proje ile Su tüketmeden yetişen başta lavanta olmak üzere diğer aromatik bitkilerle göller yöresinde ki göllerin ömrünü uzatarak Türkiye ve dünyada ki tüm sulak alanlar için kurtarma modeli oluşturmak, Kıraç verimsiz arazilerin ekonomiye daha çok katma değer sağlaması amacı ile aromatik bitki yağlarının elde edilerek ihracatının yapılmasını sağlamak, Sıfır kimyasallı, doğa dostu tarım uygulamalarına özendirerek kansere dikkat çekmek, Bu tarzda yapılan bir tarımla para kazanılabileceğini göstererek yöre halkının evlerini terk etmeden köylerinde kalmasını ve yerel ekonominin kalkınmasını sağlamak, Lavanta bahçelerinin görselliği ile yöre eko turizmine ve görsel turizme katkıda bulunmak, Sıfır kimyasallı üretim, sulak alanların korunması ve yaban hayatı konularında Lisinia Proje, Küresel Çevre Derneği (GEO) ve Göle Hayat Derneği ile birlikte çalışarak yöre halkında ve ulusalda koruma, bilinçlendirme ve eğitim çalışmaları yapmak, Yörede lavanta, kekik, adaçayı, kantoron gibi aromatik bitkilerin yetiştirilmesini yaparak bal üretimi konusunda arıcılık faaliyetlerinde bulunmak hedefleniyor.
Burdur Valisi Hasan Kürklü eşi Nesibe Kürklü ile Lisina Proje sorumlusu veteriner hekim Öztürk Sarıca’nın hayata geçirdiği “Lavanta Deresi” proje alanını gezerek incelemelerde bulundu ve alan eşi Nesibe Kürklü ile birlikte kekik dikti.
Projenin harika bir proje olduğun bildiren Vali Kürklü Valilik olarak projeye destek olduklarını kaydetti. Vali Kürklü “lavanta ve benzeri bitkiler su istemeyen, kıraç topraklarda yetişen bitkiler. Valilik olarak Burdur Gölü’nün kurtarılmasına yönelik algı oluşturmaya çalışıyoruz. Bu tür havzalara su istemeyen ürünleri ekebilirsek Burdur Gölü’nü de kendiliğinden kurtarmış olacağız.” Dedi.
Kürklü “Lavantayı diğer ürünlere kıyasladığınızda 4 kat daha fazla gelir elde ediyorsunuz. Suyu da az kullanarak doğaya da katkı sağlıyorsunuz. Lavanta çiçekleri açtığı zaman görsel olarak ta mükemmel bir ortam oluşuyor. “ ifadelerini kullandı.
Yeşilova Kaymakamı Necdet Özdemir ise ilçede sulanabilir 7 bin, sulanamayan 23 bin hektar arazi bulunduğunu kaydetti.
Vatandaşları susuz tarım yapabilecekleri alanlara yönlendirmeye çalıştıklarını kaydeden Özdemir, “Vatandaşlar geçmişten gelen alışkanlıklarla buğday ve arpa gibi bitkilerin üretimine yönelmişler. Bundan çok fazla gelir de elde edemiyorlar. Onları daha fazla para kazanabilecekleri bu projeye yönlendiriyoruz. Kaymakamlık olarak da projeyi destekliyoruz” diye konuştu.
Lisinia Yaban Hayatı Rehabilitasyon Proje Sorumlusu Veteriner Hekim Öztürk Sarıca ise geçen yılın kasım ayında Burdur Gölü’ne katkı anlamında susuz bitkileri yetiştirmek üzere bir hedef belirlediklerini söyledi. Sarıca “Hedefimiz doğrultusunda kendi köyüm Akçaköy ve çevresinde pek çok boz tepe vardı. Buralarda bunu yetiştirebilirsek insanlar bunu görür ve susuz tarımı tercih etmeye başlarlar diye düşündük. İnsanları hayvancılıktan susuz tarıma geçirmek kolay değil. İnsanlara para kazanıldığını göstermeniz gerekiyor. “ dedi.
Lavanta, ada çayı ve kekik’in Pazar değerinin çok yüksek olduğunu vurgulayan Sarıca şunları söyledi;“ 670 Dekar Kıraç hazine arazilerini kiraladık. Buralarda Lavanta, kekik ve ada çayı dikmeye başladık. Projenin ismini ‘Lavanta Deresi’ koyduk. Önümüzdeki yıllarda daha az su tüketilince dereler özgürce akacak ve Burdur Gölü’nü dolduracak. Burdur Gölü’nün kurtarılması anlamında Lavanta Deresi Projesinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Susuz tarımın Burdur Gölü’nden Salda Gölü’ne kadarki bölgede ilaç kullanmadan buradaki insanlarımıza ekonomik katkı sağlayacağı konusunda hiç kaygım yok. Ayrıca lavanta, kekik ve ada çayının pazar sorunu da yok. Dünya Kekik üretiminin % 70’ini Türkiye sağlıyor. Bu bitkileri ilk etapta kuru olarak satmayı düşünüyoruz.”
Sarıca, şimdiye kadar Burdur, Denizli ve Isparta’dan gelen yaklaşık 4 bin kişinin belirli dönemlerde projede çalıştığını proje sonuna kadar bu sayının 6 bini bulacağını, Çalışmaya gelenlerin ileride bu tarımı kendilerinin de yapacağını bildirdi.
Konuşmaların ardından, doğada yaralı halde bulunduktan sonra Burdur’daki Lisinia Yaban Hayatı Koruma ve Rehabilitasyon Merkezi’nde tedavileri yapılan 4 leylek, doğaya salındı.
Burdur Gölü’nde son yıllarda küresel iklim değişikliğinin de etkisiyle artan baskı nedeniyle su seviyesi yaklaşık 12 metre düştü. Mevcut durumda herhangi bir tedbir alınmazsa Burdur Gölü havzasında inşa halindekilerin haricinde herhangi bir depolama tesisi yapılmasa bile göl seviyesinin 2040 yılında 829.94 metreye (deniz seviyesinden) düşeceği tahmin ediliyor.
