Son yıllarda sürekli çekilen suyu ve kuruma tehlikesi nedeniyle gündemde olan Burdur Gölü’nde çekilme devam ediyor.
Burdur Gölü’nün suyu geçen yıl Ocak ayına göre 34 cm çekildi. Burdur Devlet Su İşleri 182. Şube Müdürlüğü tarafından her ay yapılan ölçümlere göre geçen yıl Ocak ayında 841,92 Cm olan Göl kotu bu yıl ocak ayında 841,58 Cm olarak ölçüldü.
Burdur Gölü 2013 yılının Ocak ayına göre ise 86 cm çekildi. 2013 yılı Ocak ayında DSİ tarafından Burdur Gölü 842,44 cm olarak ölçülmüştü. Burdur Mehmet Akif Ersoy Ünviersitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. İskende Gülle Burdur Gölü’ndeki yıllık su kaybının 50-60 Milyon Metreküp olduğunu bununda dikey olarak 30-40 Cm’ye tekabül ettiğini belirtti.
Burdur Gölü’ndeki çekilmenin 1970’li yıllardan bu yana durdurulamaz bir şekilde devam ettiğini vurgulayan Gülle “Bu azalış eğilimi kimi zaman küçük zikzaklar gösterse de sürekli olarak aşağıya giden bir eğilim.” Dedi.
“Bu durum nasıl damlaya damlaya göl olursa buharlaşa buharlaşa çöl olur şeklinde özetlenebilir” diyen Gülle Burdur Gölü’ndeki azalmanın günüzmüze kadar ekosistem üzerinde çok fazla etkisini göstermediğini kaydetti. Gülle “ancak Şu var ki göllerin Suyu azalırsa tuz miktarı o kadar yoğunlaşır. Burdur Gölü’ndeki tuzluluğun oranı şu anda 20 gram litre. Eğer bu tuzluluk 30 gram litre seviyesine oluşursa göldeki tatlı suya orijinli canlılar üzerinde çok önemli yıkıcı bir etkisi olacaktır. Keza göldeki yegane endemik balık türü olan dişli sazancık balığının 35 gram üzerindeki bir tuzluluk oranına dayanabileceği konusunda şüphelerim var. Bunların deniz suyuna dayanan tek türü var. Burdur ve Salda Gölündeki türdeşleri tatlı su balıklarıdır.” Dedi.
Burdur Gölü’nün mevcut konumundan 5 ila 10 metre daha düşmesi durumunda tuzluluk oranının 35 gram litreye çıkacağını vurgulayan Gülle şunları söyledi ; “Gölün azalması bu şekilde devam ederse Önümüzdeki 20 yıl içerisinde Burdur Gölü’nün tuzluluk değeri kesinlikle Deniz suyunun tuzluluk değerine ulaşacaktır. Bununla birlikte göldeki bazı bitkisel organizmaların gelişimleri duracak, çiçekli bitkiler var göl suyu içerisinde. Muhtemelen bunların tuza dayanımları da sona erecek ve gölün altındaki çiçekli su bitkileri kuruduktan sonra bunlarla beslenen çok sayıda ördekler, dikkuyruklar, sakar mekeler göldeki besin yetersizliğinden dolayı büyük ihtimalle başka bölgelere göçmek zorunda kalacaktır. Burdur Gölü’nün yıllık su kaybı 50-60 Milyon metreküp bu da dikey anlamda 30-40 cm arasında bir su kaybına tekabül eder.”
Göldeki çekilmenin devam ettiğini bildiren Lisinia Yaban Hayatı Rehabilitasyon Merkezi sorumlusu Veteriner Hekim Öztürk Sarıca da bu yıl yağışlar çok olsada gölün çekilmeye devam ettiğini belirtti. Sarıca “Bazı yıllar bir metrelik çekilmeleri görmüştük. Bu yıl gene yarım metrenin üzerinde bir çekilme var. Bu da su tüketiminin azaltılmış olmasına rağmen buharlaşma ile su kaybedildiğini gösteriyor. Artık kritik noktalara gelinmeden bir an evvel Su tüketimi konusunda damlama sulama sistemlerine geçilmesi ve su tüketmeyen bitkilere geçilmesi gerektiğini gösteriyor. Kritik noktalara ulaştığımızda göl için özellikle 830 metrelere indiğimizde artık suyun çekildiği alanlarda kimyasal tozların ve kimyasal çamurların insan sağlığını tehdit eder boyuta geldiğini görmeye başlayacağız. O noktalara gelinmeden tedbir alınması gerekli.” ifadelerini kullandı.