BURDUR’da evde çıkan tartışmada eşi İsmail Işık’ı (32) av tüfeğiyle öldüren Ayşe Işık’ın (28) yargılanmasına devam edildi.
Burdur merkez Düğer köyünde oturan 10 yıllık evli, 3 çocuklu Ayşe- İsmail Işık çifti, 28 Mayıs 2023 tarihinde sabah saatlerinde tartışmaya başladı. Tartışma sırasında Ayşe Işık, evde bulunan ‘çift kırma’ tabir edilen av tüfeğiyle eşine ateş etti. İsmail Işık hayatını kaybetti. 112 Acil Çağrı Merkezi’ni arayıp kendisini ihbar eden Ayşe Işık, jandarma ekipleri tarafından gözaltına alındıktan sonra tutuklandı. Ayşe Işık’ın ‘Beden ve ruh sağlığı bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan eşi kasten öldürmek’ suçundan ömür boyu hapis istemiyle yargılandığı davaya Burdur Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Duruşmaya tutuklu sanık Ayşe Işık’ın tutuklu olduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldığı duruşmaya ölen İsmail Işık’ın babası Ali Işık ile taraf avukatları katıldı.
Burdur Ağır Ceza Mahkamesi’ndeki duruşmada SEGBİS aracılığı ile ifade veren Ayşe Işık: “ben isteyerek yaomadım. O füteği odadan çıkarmak istemiştim. O da sopaya hamle yapınca bir anda tüfek patladı. Nasıl olduğunu anlmadım. Ogün bende ölümle burun burna geldim. O tüfek o gün 3 aylık olan çocğuma da banada doğrultuldu” dedi.
Duruşmada pedagog eşliğinde konferans sistemi aracılığıyla ifade veren Işık çiftinin 9 yaşındaki oğlu S.A.I. : baban annemi sürekli döverdi. Annemi kilitleyip bizi döverdi. Dövdükten sonra sokağa atardı. Annemin sol bacağına bıçak soktu. Kendisi dışarıda yiyip içip gelir eve birşey getirmezdi. İşten geldiğinden önce annemi sonra bizi döverdi. Hep içiki içerdi. İhtiyaçlarımızı anneannemler karşılardı. Tekme atardı, tokat atardı” dedi.
8 yaşındaki S.I. ise “babam bize çok kötü davranırdı. Zorla koyun gütmeye götürürdü bizi. Annemi çok döverdi. Annemin kolunu kırdı. Ayağına bıçak sapladı. Annem bize yalan söylerdi “oğlum ben düştüm ondan oldu” derdi. şeklinde ifade verdi.
Duruşmada ifade veren tanıklarda İsmail Işık’ın eşine kötü davrandığını söyledi.
Ayşe Işık’ın teyzesi Faden Atalay: “olayla ilgili bilgim yok. Yaklaşık 4 yıl önce Ayşe ve İsmail beni arayıp Ayşe’nin hastaneye gitmesi gerektiğini, refakatçi olup olamayacağımı sordular. ‘Olur’ dedim. Ayşe telefonda banyoda düştüğünü bu sebeple hastaneye gideceğini söyledi. ARabada giderken İsmail Ayşe’ye ‘benim dövüp kolunu kırdığımı söylersen daha kötü yaparım’ dedi. Bu konuşmadan İsmail’in Ayşe’yi dövdüğünü anladım. Muayene olurken Ayşe’nin kıyafetlerini çıkarttığımda vücudunda morluk ve çürümeler vardı. Sorduğumda vücudundaki morlukların İsmail ışık’ın dövmesi sonucu oluştuğunu söyledi. Konuştuğumuzda eşinin evin ihtiyaçlarını karşılamadığını söyledi. Evin ihtiyaçlarını akrabaları oalrka biz karşıladık. Gel şikayet edelim dediğimde ‘Edemem, beni annemi, babamı, kardeşimi öldürmekle tehdit ediyor’ diye konuştu” dedi.
Mehmet Ç. ise “İsmail iel aynı işyerinde çalışıyorduk. Bir gün İsmail Işık’la ailecek Isparta’ya gezmeye gittik. Restoranda yemek yemek içind urduk. İsmail telefonla oynuyordu. Eşi telefonla uğraştığını gördü ve kavga etmeye başladılar. İsmail Ayşe’ye tehdit ve haakretlerde bulundu. ‘öldürürüm Seni’ dedi. Ayşe ağlamaya başladı” diye ifade verdi.
Mustafa N.U. ise “İsmail arkadaşımdı. Bir seferinde evlerine gittiğimde Ayşe’nin yüzünde morluklar görmüştüm. İsmail eve geldiğinde çocuklar korkularından evden çıkıp Ayşe Işık’ın babasının evine gidiyorlardı” dedi.
Duruşmada mütalaasını okuyan savcı Ayşe Işık’ın tutukluluk halinin devamını ve Ağırlaştırılmış Ömür boyu hapis ile cezalandırılmasını, cezada haksız tahrik indirimi uygulanmasını istedi.
Kısa bir ara veren mahkeme heyeti Ayşe Işık’ın tutukluluğunun davamına karar vererek duruşmayı 12 Mart gününe erteledi.
Adliye dışında gazetecilere açıklama yapan Ayşe Işık’ın Avukatı Ahmet Onaran: “bu celsede de içimizi burkan, insan olma olgusunu tekrar sorguladığımız Ayşe’nin 8 ve 9 yaşındaki çocukları dinlendi. Bizzat çocukların yaşamış olduğu şiddeti pedagog marifetiyle alınan ifadelerde bu yavrulardan dinlemek zorunda kaldık. Bugün dosya kapsamında savcılık makamı biraz aceleci bir şekilde dosyanın esasına ilişkin mütalâyı ifade etmişlerdir. Ayşe’nin Türk ceza Kanunu’nun 81/1 d maddesinden ömür boyu hapis istemiyle cezalandırılmasını ve ağır tahrikin uygulanmasını talep etmiştir. Öncelikle biz bu mütalâya katılmıyoruz. Bizim Burdur Ağır Ceza Mahkemesi heyetine, hukuka, adalete olan güvenimiz tamdır ve inşallah 12 Mart günü yapılacak olan karar duruşmasında da hepimizin içinin oh diyeceği bir kararı yürekli ve cesaretli bir şekilde vereceğini düşünüyoruz. Ayşe’nin görmemiş olduğu ekonomik, fiziksel ve cinsel şiddetin her türlüsünü biz dosya kapsamında ayağından bıçaklanma, kolunun kırılması
ve burada tırnak içinde ifade edemeyeceğimiz ve bizi insan olarakta zorlayan duruşma esnasında dinleyen basın mensuplarının bile gözlerinin dolduğu onlarca olay tanıklarıyla, vakalarıyla karakol ifadeleri ile ortadadır. Bugün burda anlaşılması gereken ve bizim mahkemeden beklediğimiz algıda şudur. 10 yıldır tecavüzle başlayan bir evliliğin 10 yıl boyunca sistematik şiddetin ortasında örselenmiş kadın sendromunun bütün unsurları ile vücut bulmuş hali olan Ayşe Işık’ın eyleminin sadece eylem anındaki psikolojisine dayanarak bir karar verilmesi hukuka, insanlığa aykırı ve bizi yaralayacak olan bir karar olacaktır. O yüzden ben bu konuda hassasiyet gösteren tüm vatandaşlarımızdan Ayşe’ye destek olmasını, Ayşe’nin bundan sonraki hayatında birisi bir yaşındaki 3 evladının başında olması için destek vermelerini bekliyorum ve ben bu yargılama esnasında taleplerimizi dikkatli bir şekilde alan Ağır Ceza Mahkemesi başkan ve heyetinin algılayacağını inanıyorum. Kaldı ki bu dosya burada kamuoyunun, insanlığın ve hukukun en temel değerlerinin gereği olarak bir oh dedirtecek karar çıkmasa dahi Antalya Bölge İstinaf Mahkemesi ve Yargıtay’da bu sürecin muhakkak değişeceğini umuyoruz. Ailesi ve çevresi hep Ayşe’nin yanında olmuştur. Ben de masumiyetine inanıyorum. Yanında olmaya devam edeceğim” dedi.
Baba Süleyman Demir’de “biz Türk adaletine güveniyoruz. İnancımız tam. Bizi tatmin edecek bir sonucun çıkacağına inanıyoruz. Umudumuz hala var” dedi.