BURDUR’da ‘Sanat Etkinlikleri Nasıl Olmalı’ konulu söyleşi düzenlendi.
Burdur Araştırmacı Şairler ve Yazarlar Derneği’nin kent merkezindeki bir cafede düzenlediği etkinliğe Ankara’da oturan Burdurlu Ebru sanatçısı Esengül Boyacıoğlu İnalpulat, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Ülkü Bayhan, Süleyman Demirel Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç.Dr. Seda Şimşek Tolacı, Burdur Araştırmacı Şairler ve Yazarlar Derneği Başkanı Ahmet Ali Bilgen, dernek üyeleri ile yerel sanatçılar ve STK temsilcileri katıldı. Söyleşiye katılacak Türk Halk Küziği sanatçısı Sümer Ezgü ise son anda çıkan bir işi nedeniyle katılamadı.
Söyleşide katılanlar Burdur’da düzenlenecek Sanat Etkinlileri ile ilgili görüş ve düşüncelerini paylaştılar.
Boyacıoğlu; “Burdurdaki sanat etkinlikleri canlandırmak için müze de özel veya kurumsal sanat galerilerinde Sergi ve çalıştaylar olmazsa olmazıdır. Kültürümüzün tanıtımı için el sanatları ürünlerimizin ve müzik aletleri; keman, sipsi, cura gibi ilgili uluslararası düzeyde fuarlar yapılmalı. Turizmin canlanması için doğal güzelliklerin olduğu yerlerde tarihi eserlerin bulunduğu yerlerde sergi gösterisi, tiyatro, konser ve çalıştaylar yapılmalıdır.” dedi.
“Sanatta oluşan yenilikleri, gelişmeleri, malzemeleri , sanatçıları tanıtılması için firmalarla birlikte aktiviteler yapılmalı” diyen İnalpulat; ” Burdurlu sanatçılarımızın gençlere tanıtılmaları için söyleşiler düzenlemek, sanatçılarımızı tanıtıcı yazılarla sokaklara isimlerinin verilmesi, her kurumda Burdur’lu sanatçılarımızın bir eserini asmak, anmak gerekir. Yukarı pazar gibi eski dokuların yoğun olduğu yerde sanat sokağı mutlaka olmalı. Sanatı ve sanatçıyı destekleyen yarışmalar düzenlenmeli. Kültürümüzü, sanatımızı, müzik aletlerimizi, içeren çocuklar için boyama kitapları bastırılarak kültürünü tanımalarını ve unutmamalarını sağlamış oluruz. sanat sadece resim heykel dans tiyatro şarkı söylemek, geleneksel Sanatlar değildir. Şehir sokakları, şehir binalar ve şehre yapılan estetik olan her şey sanattır.” diye konuştu.
Söyleşide Sanatçı Sğmer Ezgü’nün gönderdiği mesajda okundu. Ezgü mesajında; “Burdur yeni kurulmuş ve de sanayi kenti olmadığı gibi folklor unsurları da zengindir ve böyle değerlerin hala yaşadığı bir kent her zaman özel olur. Örneğin İstasyon Caddesi’nde olan batı çalgıları gibi simgesel heykellerde bölgenin kimliği olan cura, sipsi, kemane çalan ustaların kompozisyonlarını bir düşünün! Kaybettiğimiz kültür büyüğümüz Hamit Çine kendinden geçmiş cura çalarken, Türkiye radyolarına halk sazımız kabak kemaneyi sokan ve yaşatan Salih Urhan ve sipsinin yaşayan efsanesi Dirmil’li M.Ali Kayabaş yanakları şişmiş sipsi çalar kompozisyonları ile geleceğe belge bir anıt ulaştırır. Herkesin dilinde olan Erik Dalı, Çek Deveci, Keziban Yenge türkülerinin sahibi Burdurlu Kadir Türen’dir. Kırşehir’de en görünür yerlerde ozanlarının heykelleri kente damga vuruyor. Keza Kütahya’da Hisarlı Ahmet, Denizli’de Özay Gönlüm heykelleri kültür simgeleri olarak kentleri süslüyor ve yaşatıyor. Fakir Baykurt’u gençler nasıl beynine kazıyacak? Abideleştirmemiz gerekmez mi? Viyana’da, Paris’te, Bakü’de, Moskova’da sanat adamları görsel olarak ölümsüzleştirilir. Milli şairimiz, Burdur milletvekilimiz, gururumuz M.Akif Ersoy’u söylemeye zaten gerek yok. Bir kentte sanatçılar, yazarlar, şairler, kültür adamları simgedir” görüşlerine yer verdi.