Manevi güzelliklerle dolu olan Ramazan ayı müminler için bir rahmet ve mağfiret ayıdır. Ramazan ayı Şükür ayıdır. Tevbe ayıdır. Takva ayıdır. Doğruyu bulma ayıdır. Kaynaşma ve paylaşma ayıdır. Fakir ve fukaranın, zayıfın ve yetimin halini anlama ayıdır.
Ramazan ayı Kur’an-ı Kerim’de adı anılan tek aydır. Allah yalnız onu anmakla kalmamış “Sizden kim bu aya erişirse oruç tutsun”(Bakara:185) buyurarak aynı zamanda onu oruç ayı olarak belirlemiştir. Ramazan ayı diğer aylara nisbetle ayrıcalığı ve üstünlüğü sebebiyle kültürümüzde “on bir ayın sultanı” olarak kabul görmüştür.
Sevgili Peygamberimiz (sav) Ramazanda Kur’an-ı Kerim’i çok okurdu. Her akşam Cebrail kendisine gelir, Hz. Peygamber ona Kur’an dinletir. Cebrail de okur O dinlerdi. Bu hal her Ramazan devam ederdi. Vefatı senesi Ramazanında karşılıklı okuma iki defa olmuştu. Günümüzde yoğun bir şekilde uygulanan bu karşılıklı okuyuş “mukabele” geleneğimizin dayanağını oluşturmuştur. Kur’an okumak ibadettir. Peygamberimiz bir Hadis-i Şeriflerinde “Ümmetimin en fazıletli ibadeti Kur’an okumaktır.” buyurarak Kur’an okumanın önemini dile getirmiştir. Kur’anın kendisinde indiği Ramazan ayında okunan Kur’an diğer aylara nisbetle sevapça üstünlüğü daha yüksek olduğu herkesin malumudur. Kur’an okumanın yanında iftar ve sahur yemeklerinde dua etmekte orucun adabındandır. Bu vakitlerde yapılan dualar Yüce Mevla tarafından geri çevrilmeyecektir. Sadece zenginler değil fakirlerinde bulunduğu Ramazanda iftar yemekleri vermek, Allah’ın verdiği nimetleri paylaşmak, Halil İbrahim bereketini umduğumuz sofralarda buluşmak bize manevi ecir kazandırır.
Peygamberimiz (a.s.) Ramazan gecelerini ihya etmemizi ister ve “Kim Ramazan ayının fazıletine inanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek, Ramazan gecelerini ihya ederse, geçmiş günahları bağışlanır.” buyurmuştur. Ramazan gecelerini teravih namazları kılarak, ibadetle ve ilimle meşgul olarak geçirmek geceyi ihya etme anlamında olduğundan kendimiz için büyük bir kazançtır.
Ramazan ayı oruç ayıdır. Oruç, ahlakı güzelleştirir. Oruç, merhamet duygularını geliştirir. Oruç sağlığı korur. Oruç, nimetlerin kıymetini öğretir. Oruç, kötülüklerden korur. Peygamberimizin ifadesiyle “Oruç bir kalkandır. Oruçlu saygısızlık yapmasın, ahlaksızca konuşmasın. Eğer biri kendisine sataşırsa iki defa “ben oruçluyum” desin.” buyurularak orucun sahibini koruduğunu, ama oruçlunun cahilce davranışlardan uzak olması gerektiği vurgulanmıştır. Oruçluya yakışan, yüzünden tebessümü eksik etmemesi, gönül kırmaması, güler yüzlü tatlı dilli olmasıdır.
Oruç, bir sabır sınavıdır. İnsan oruçlu iken önünde duran yemeğe elini uzatmaz. Başına gelen her türlü olumsuzluğu olgunlukla karşılar. Oruçlu olduğu sürece açlığa, susuzluğa sabreder. Bundan dolayı da Peygamberimiz “Oruç, sabrın yarısıdır.” buyurmaktadır.
Sonuç olarak, her türlü hayrı, rahmeti ve bereketi ve çeşitli güzellikleri bünyesinde barındıran Ramazan ayını gereği gibi değerlendirelim. Oruçlarımızı bütün uzuvlarımızla tutalım. Tutmuş olduğumuz oruçlarımıza ve yapmış olduğumuz diğer ibadetlerimize zarar verecek her türlü davranışlardan uzak duralım.
HIDIR BAYRAK-BURDUR MÜFTÜSÜ