Bem Bir Sen Genel Başkanı Turbay Burdur’da Memur Sen Konfederasyonuna bağlı Belediye ve Özel İdare Çalışanları Birliği Sendikası (BEM BİR SEN)Genel Başkanı Mürsel Turbay Burdur’a geldi. Turbay Kent Merkezindeki bir otelde Memur Sen’e bağlı sendikaların şube başkanları ile biraraya geldi. Bem Bir Sen Burdur Şube Başkanı Selami Keleş ve diğer sendikaların şube başkanları tarafından karşılanan Turbay ülke ve dünya gündemini değerlendirdi. “İsrail ordusunun savaş uçakları ve sınırda konuşlanan topçu birlikleriyle dün Gazze’nin çeşitli bölgelerine gerçekleştirdiği saldırıları bir kez daha kınayarak ve saldırıda yaralanan Filistinli kardeşlerimize geçmiş olsun dileklerimi ileterek konuşmama başlamak istiyorum” diyen Turbay İslam ümmetinin birliği ve Müslüman toplumların huzuru ancak vahdetimizi, uhuvvetimizi, itidalimizi ön planda tutmakla, nifak karşısında her türlü riski göze alarak hakkı, hakikati, adaleti ve ahlakı savunmakla mümkün olacaktır. Bugünkü süreçte Müslüman soykırımı yapanlara karşı ileriye dönük planlar çerçevesinde gerçekleştirilmesi düşünülen işbirliği ve anlaşmalar yeniden gözden geçirilmelidir.” dedi. Turbay şunları söyledi; “Aksi taktirde akıtılan her Müslüman kanının lekesi kara leke gibi üzerimizden çıkmayacaktır. 15 Temmuz süreci, mevcudiyetini vatanın bölünmez bütünlüğüne adamış olan milletimiz, şüphesiz ki her koşulda devletin bekası uğruna elini taşın altına koymaktan asla yılmamış, üzerine vazife düştüğünde seferberlikten geri durmamıştır. 15 Temmuz hain darbe girişimiyle ülkemiz üzerinde estirilmek istenen puslu hava daha tam olarak dağılmamışken, bunun başta ekonomi olmak üzere siyasal ve sosyal hayatımıza etkilerinin en aza indirgenmesine yönelik bir dizi tedbirler silsilesi alınmak zorunluluğunu ortaya çıkarmıştır. FETÖ terör örgütünün iç ve dış bağlantılı sergilediği menfur ekonomik hamleleriyle bağlantılı olarak toplumsal birlik ve beraberliği bozan, huzur ve ahengi yerle bir eden eksen kaymalarıyla ülkemiz üzerinde yaratılmak istenen kaos ortamında milletimiz, dün olduğu gibi yarın da köklü geçmişinden aldığı güç ile yeni bir diriliş hamlesi yaparak işçisi, memuru, esnafı, çiftçisi, sanayicisi, tüccarıyla dik durmaya devam edecektir. Bu bağlamda iktisadi gidişatımızın olumlu yönde seyretmesi, işsizliğin azaltılarak yoksulluğun önlenmesi ve milletimizin refah düzeyinin yükseltilmesi için “Çalışma Hayatında Milli Seferberlik Programı” ile her kesimin sorumluluk alarak sadece elini değil, tüm bedenini taşın altına koyacağı, devletimizin de desteğiyle işsizlikle aktif ve pasif istihdam politikaları aracılığıyla mücadelede tüm kesimlerin gereğini yerine getireceği bir döneme girmekteyiz.” Varlık Fonu hakkında da konuşan Turbay “son günlerde gündeme gelen ve bazı kesimlerce tartışmalara neden olan ekonomik sabotajlar ve saldırılara karşı güçlü bir kalkan oluşturma projesi olan Varlık Fonu uygulaması ülkemizde büyüme oranında artış sağlanması, istihdam sağlayacak yatırımların artırılması, Savunma sanayi, yazılım, vb. ileri teknoloji ürünlere yönelik ARGE yatırımları açısından büyük önem arzetmektedir. Disiplinli ve dengeli bir sistem yerine oturtulduğu taktirde fonun çok kısa sürede büyümesi zor değildir. Görüldüğü gibi Türkiye baştan aşağıya belki de tarihinde yaşamadığı yeni bir süreçten geçmektedir. Hz. Mevlana’nın “ Küle döndüysen, yeniden güle dönmeyi bekle ve geçmişte kaç kere küle dönüştüğünü değil, kaç kere yeniden küllerin arasından doğrulup yeni bir gül olduğunu hatırla” sözünden hareketle milleti ve devletiyle şanlı tarihinde kendisine yaşatılmaya ve dayatılmaya çalışılan baskı politikaları ve travmalara karşı her saldırıdan alnının akıyla çıkmayı başarmış bir ülke olarak Türkiye’nin, geçmişinden çıkaracağı dersle küllerinden yeniden daha güçlü doğacağından şüphemiz yoktur. Bu amaçla BEM-BİR-SEN olarak hükümetimizin ilan ettiği milli seferberlik çağrısını devletimize ve milletimize olan sadakatimizden sapmadan üzerimize düşen hangi görev olursa olsun yerine getirmeye hazır olduğumuzu vurgulamak istiyorum” diye konuştu. Turbay sözlerini şöyle sürdürdü; ” Önümüzdeki dönemde Türk tarihinin ve Türk kültürünün Türkiye sevdalılarına yüklediği sorumluluğun farkında ve bilincinde bir millet olduğumuzu asla unutmadan yolumuza daha emin adımlarla devam etme gibi bir sorumluluğumuz bulunmaktadır. Küfrü ezmek, yanlışa engel olmak için hidayete olan tam bağlılığımız ve milli şuurumuzla hareket ederek maskeli baloları sona erdirmek üzere önümüze takoz olanlara asla taviz vermeden ilkelerimizle hareket etmemiz gerekmektedir. Aslolan milli iradedir. Bu amaçla, önümüzdeki süreçte gerçekleştirilecek olan Referandumdan hangi sonuç çıkarsa çıksın temennimiz, milletimizi fikir ve duygu planında ayrıştırmaya yönelik kamplaşma ve cepheleşmelerin olmaması yönündedir. İlerleyişimizin yol haritasında her zaman sabır, akıl, şuur, denge, meşruiyet, demokratikliğin olduğu gerçeğini hafızalarımızdan çıkarmamalıyız. Mutluluklarını dürüstlük üzerine değil, başkalarının felaketleri üzerine kurmaya çalışanlara karşı bundan böyle bir olmalıyız, iri olmalıyız, diri olmalıyız. Vicdan, Yüce Allah’a açılan bir pencere, davaya sadakat de Allah’a sadakatin bir parçasıdır. Bizler hak yolunda sürdürdüğümüz davamıza sonuna kadar bağımlı kalarak milletimize ve devletimize olan borcumuzu ancak ödeyebileceğimizi de unutmamalıyız.”
