Ak Parti Burdur Milletvekili ve TBMM 15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu Başkanı Reşat Petek Bucak İlçesi Belediye Başkanı Süleyman Mutlu’nun FETÖ/PDY soruşturması kapsamında tutuklanmasının arkasında kendisinin olduğu yolundaki iddialara sert tepki gösterdi.
Ak Parti İl Başkanlığı toplantı salonunda yapılan İl Danışma Meclisi toplantısında konuşan Petek, “yargıya intikal eden konularda yargıya dışarıdan müdahalede bulunmak buna teşebbüs etmek bizim partimiz açısından doğru bir eylem değil. Arkadaşımız, sevdiğimiz, fikirdaşımız olabilir, ama yargıya bir konu intikal etmişse yargıya müdahil olacak bir takım çalışmalar yaparsak partimize de ülkemize de fayda getirmez zarar getirir” dedi.
Bucak Belediye Başkanı Süleyman Mutlu hakkında soruşturmanın başladığını öğrendikten sonra telefonla Adalet ve İçişleri Bakanları ile Genel Merkez Yerel yönetimlerden sorumlu genel başkan yardımcısı Erol Kaya’ya bilgi verdiğini aktaran Petek “Bucakta bir beklenti var, teşkilatımız sonuç ne olacak diye bir beklenti içinde. O anda ben kalkıp Bucak’a gelmedim. Bu adli soruşturma sırasında orada bulunmadım. Orada yapılan konuşmalarda talihsiz bir şekilde, sanki Bucak Belediye Başkanımızın hakkındaki bu adli işlemlerin arkasında Reşat Petek varmış gibi, üzülerek ifade ediyorum teşkilatımızın içinden bazı kişilerin bunu dile getirmesi ile menfi bir hava oluştuğu haberini aldım. Bunu yapanları kınıyorum” diye konuştu.
Petek şunları söyledi; “Soruyorum, bana partim, Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız, TBMM tarafından 15 Temmuz kanlı darbe girişimini araştırma komisyon başkanlığı görevi tevdi edilmiş. Ben bunu araştırıyorum. Böyle bir anda bir talihsizlik bizim bir Belediye Başkanımız hakkında adli işlem yapılıyor olacak ve ben bu sıfatla Bucak’a geleceğim ve yargının yaptığı eylemim karşısında orada şüpheli sıfatıyla sorgulanan kişinin yanında duracağım. Böyle bir şey yapmış olsaydım Türkiyede değil dünyada skandal olurdu. Böyle bir karar verirken partimizin en üstündekilerle istişare ediyorum. Düşünebiliyor musunuz Darbe Komisyonu Başkanı gelmiş adliyenin önünde FETÖ Örgütünün üyeliği iddiasıyla sorgulanan bir kişinin hakkında yargıya baskı oluşturacak bir eylemin içinde olacak. Ben aklımı peynir ekmekle yemedim. Yaşım 62. Bunca yıllık yargı ve siyaset tecrübem var. Bu bizim partimize, ülkemize, milletimize, hükümetimize ihanet olurdu, en büyük yanlış olurdu. Mademki FETÖ ile mücadelede samimi isek bu konuda hiç kimse hakkında ‘suçludur, değildir’ demek, bunu konuşmak hak ve yetkisi bize ait değildir. Hep söylüyorduk “Yargı bağımsız, gereğini yapsın’ diye. Yargı birisi hakkında bir işleme başlatınca farklı bir tavır takınmamız asla söz konusu olmazdı. Nitekim iş yargıya intikal etti.
Temenni ederim ki iddialar iddia olarak kalır. Hukukta iddialar sübuta ermedikçe kimse böyle bir suçlamayla mahkum olarak değerlendirilemez. Yargının sonunda aklanır, temize çıkar, bunların yanlış olduğu ortaya çıkar biz de bundan memnuniyet duyarız. Ama FETÖ ile mücadelede yakın, dost, partilimiz diye ayrım yapamayız. Adil olacağız. Adalete saygı duyacağız. Yargının verdiği ve vereceği kararı yargıya bırakmamız ve müdahil olmamız lazım. Şu sıfatları ve sorumlulukları taşımayan bir avukat olsaydım. Avukat sıfatımla ilgilenirdim. O zaman sorun yok, ama siyasi kimliğimizle neyi yapıp yapmayacağımızı çok dikkatli değerlendirip karar vermemiz lazım.”