Burdur’un Bucak ilçesine bağlı Avdancık Köyü’nde, üzerinde Hz. Meryem ve Kudüs’e giden atlı kahinlerin resimlerinin de bulunduğu Bizans dönemine ait altı kapılı kaya kilisesi gün ışığına çıkarıldı.
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ) Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi, Kremna Antik Kenti ve Çevresi Yüzey Araştırmaları Başkanı Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Metin, Avdancık köyünde dağlık alanda bulunan kilisede basın mensuplarına yaptığı açıklamada bir süre önce bölgede konuştuğu köylülerin dağlık alanda kabartmalar bulunduğunu söylediklerini aktardı. Bu alana gidip inceleme yaptıklarında 11 ve 12. yüzyılda kullanılmış, Bizans dönemine ait bir kilise ile karşılaştıklarını anlatan Metin, “Kilise 2015 Kremna ve Çevresi Yüzey Araştırmaları sonucunda tesbit edildi. Bölgede daha önce araştırmalar yapılmakla birlikte burası tesbit edilmemişti. Kilise 11 ve 12’inci yüzyıla ait bilgiler vermekte. Psidya Bölgesi’nde Bizans yerleşimi ile iligli bu döneme ait elimizde çok fazla bilgiler yoktu. Kilisenin tabanında dağınık halde siyah tesseralar ve sıva izleri bulunuyor. Kuzeybatı köşesinde ise bir mezar yer alıyor. Kuzeyindeki küçük mağaranın önü taş duvarla örülmüş. Üzeri freskolarla kaplanan kilisenin esas önemli noktası ise büyük bölümü tahrip edilmiş Hristiyanlıkla ilgili ikonaların bulunmasıdır. Kilisenin kapıları ise yıkılmış” dedi.
Bu ikonaların Komnenoslar dönemini yansıttığını ve estetik bir anlayışın söz konusu olduğunu, Kilise freskolarında Hz. Meryem ile Kudüs’e giden atlı kahinlerin resmedildiğini anlatan Metin, “Freskoların üzerinde keçi figürleri de yer alıyor. Bunları daha sonra detaylı araştıracağız. Bunlar 11 ve 12’inci yüzyıllarda Türkmenler tarafından yapılmış olmalılar” diye konuştu.
2015 Kremna Antik Kenti ve Çevresi Yüzey Araştırması kapsamında gerçekleştirilen üçüncü sezon araştırmasının en önemli tespitlerinden birini oluşturan kilisenin, bölgesel bir ibadethane veya ayin yeri olabileceğini vurgulayan Metin, şöyle konuştu: “Kilise, Bizans kültürü ve sosyal yaşamı hakkında bilgiler sunan birincil bir kaynak niteliğine sahip. Bir başka önemli özelliği ise Geç Bizans Dönemi ikonalarının gelişme gösterdiği Komnenos Hanedanlığı dönemine ait ikonalar ile sanatsal olarak bire bir ortak özelliklere ve gerçekçi tasvir estetiğine sahip olmasıdır. Bu keşif başta Bizans tarihi ve dini olmak üzere, Pisidia’nın Bizans gizemini önemli bir ölçüde aydınlatacağı gibi, bölgede disiplinler arası çalışmalar yürüten profesyonel araştırmacılara da temel bir kaynak olacaktır.”
6 Kapılı Kilise ve çevresinde Hazreti İsa ve o’nun yaşamına ait ikonalar görüldüğünü ve bu ikonların detaylı bilgiler verdiğini anlatan MAKÜ Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu Rehberlik Bölümü Kremna ve Çevresi Yüzey Araştırmaları Bilim Heyet Üyesi Öğr. Gör. Salih Soslu Kilisede üç ana sahne bulunduğunu bunlardan birincisinin Hazreti Meryem’e Müjde, İkincisi Doğulu Atlı Kahinlerin Kudüse gelerek Beytüllahim Yıldızını takip edip Hazreti İsa’nın doğumunu öğrenme sahnesi, Üçüncüsü ise eleura dediğimiz Hazreti Meryem’in mandorla içinde şefkatli sahnesi olduğunu söyledi.
Soslu “freskolar incelendiğinde tasvir edilen insan, melek ve at gibi figürlerin ağırlıklı olarak uzatıldığını, yüzlerin ise genellikle narin ve gerçekçi yapıldığını kaydetti.
Bir figürün giydiği elbisenin kat kat helozonik kıvrımlar halinde uçuşur gibi işlenmesinin ve arka planda kale sur duvarı gibi mimari formların kullanılmasının, freskolarda ayrıntıya yer verildiğinin önemli bir kanıtı olduğuna işaret eden Soslu, şöyle konuştu: “Elbise şekillerinin uçuşur gibi resmedilmesi ümitsizliğin yerini umuda, yani kurtuluşa bıraktığının bir başka anlatım ifadesidir. Bu bağlamda Bizans kaya kilisesi, Bucak ilçesinin turizm potansiyelini artıracağı gibi, inanç turizmi için önemli bir kaynak oluşturuyor. Kilise, dinler tarihi açısından da bölgeye renklilik kazandıracaktır.”